20 yıldır yaşamaya değer bir gelecek yaratmak için çalışıyoruz
Kendimizi böbrek hastalarının yaşam kalitesini artırmaya adadık. Diyaliz alanında ilerlemeler kaydetmek ve hastalarımıza mümkün olan en iyi ilaçları sunmak bugün olduğu gibi 20 yıldır temel motivasyonumuz oldu. Yıllar içerisinde bu amaca ulaşmak için güçlükleri aşarak teknolojide ve pazarda lider konumuna geldik. Gelecekte diyalizle ilgili alanlarda yatırımlarımızı artırarak, tıbbi deneyimimizi daha da genişletip hastalarımızın sağlığına daha da büyük katkılar yapmayı planlıyoruz.
Gerçekler ve Sayılar
Fresenius Medical Care 20 yıllık öyküsünde büyük başarılara ulaştı. Hastalara daha iyi bir yaşam kalitesi sunabilmek isteği her zaman itici gücümüz ve mutluluk kaynağımız oldu. Bu görevi seve seve kabullendik ve yeni gelişmeler kaydettik. Sayılar da bunu gösteriyor. Başlangıca göre hasta sayımız beş katını, ürettiğimiz diyaliz makinelerinin sayısı ise on katını geçmiş bulunuyor. Satışlarımız neredeyse yirmi katına çıktı ve net gelirimiz 11 kezden fazla artış gösterdi. Halen 45 farklı ülkede yaklaşık 3,500 diyaliz merkezinde faaliyet gösteriyoruz ve her yıl 300,000 kadar hastayı tedavi ediyoruz, ayrıca dünya da her 0.7 saniyede bir diyaliz gerçekleştiriyoruz. Bu ancak şirketin her gün daha ileriye gitmemizi sağlayacak cesaret ve enerjiye sahip olan 100,000’den fazla çalışanımızın katkısıyla mümkün olabilecek bir başarıdır.
Çıkış noktası
1996 yılında, Fresenius AG’nin o zamanki yönetim kurulu başkanı olan Gerd Krick ABD’deki çok daha büyük bir diyaliz uzmanı olan National Medical Care’i devralmayı düşündü. Bu düşünce de enerji ve cesaret gerektiyordu. Sahip olduğu teknik yetenekler, ticari vizyon ve stratejik becerilerden ötürü kısa sürede bu plan için destekçilere kavuştu. Daha sonra Fresenius Medical Care’in yönetim kurulu başkanı olacak olan Ben Lipps ile birlikte bu hedefe ulaştı. Devralma işlemi başarıyla gerçekleştirildi ve Fresenius Medical Care doğdu. Fresenius’ta 36 yıldır çalışan ve halen St. Wendel’deki diyalizör üretim merkezinde kalite kontrol departmanının başında olan Erwin Franiek hatırladıklarını şöyle anlatıyor: “O dönemde şirkete düzenli ziyaretler yaptık – bankerlerden ABD delegasyonlarına kadar insanlarla görüşüyorduk. Hepsi yaptığımız iş ve yürüttüğümüz operaysonlar konusunda fikir sahibi olmak istiyordu.”
Teknolojide lider konuma ulaşmak
Franiek şöyle devam ediyor: “Aslında o zaman bile teknolojide zaten liderdik.” Temel önem taşıyan adımlar atılmıştı. 1983 yılında şu anda standart olan polisülfon filtreyi kullanmaya başladık. Bunu izleyen yıllarda diyaliz sisteminin ince ayar gerektiren bileşenleri üzerinde çalıştık – kan filtresi (dializör), pompa ve dengeleme haznesi. Hastanın nisbeten hızlı kan alma aşamasında dolaşımının sabit kalması için bu üç bileşenin mükemmel uyum içinde çalışması çok önemlidir. Başka deyişle, birim zaman başına ancak belirli miktarda sıvı alınabilir – çok özenli kontrol gerektiren karmaşık bir süreçtir. Son 20 yıldır Schweinfurt’taki hemodiyaliz gereçlerinin geliştirilmesinden sorumlu Reiner Spickermann’ın söylediği gibi, “Bu temel bileşenlerin birbirlerine paralel olarak başarılı biçimde geliştirilmesi sonuçta teknoloji lideri olarak konumumuzu pekiştirdi.”
Bu temel bileşenlerin birbirlerine paralel olarak başarılı biçimde geliştirilmesi sonuçta teknoloji lideri olarak konumumuzu pekiştirdi.
Dev bir adım
Spickermann’ın belirttiği gibi bu yoğun uğraşlar meyvelerini 1992 yılında 4008 ailesinin pazara sunulmasıyla verdi. “Paris’teki ERA-EDTA’da, yani y Avrupa Böbrek Derneği – Avrupa Diyaliz ve Transplant Derneği’nin yıllık toplantısında sistemi tanıttığımızda inanılmaz bir öfori duygusu yaşıyorduk. İnanılmaz ilgi gördük.” Bu başarılı adım sayesinde ilerleyen yıllarda şirket gerek diyalizörler (sistemin kalbi) gerekse diyaliz makinası alanındaki teknolojik liderliğini geliştirerek sürdürdü. Bir diğer önemli adım da 2005 yılında 5008 terapi sisteminin pazara sunulmasıydı. Bu sistem hastalar açısından önemli yararlar sağlıyordu ve sağkalım oranını %35 arttırdı.
Pazar lideri konumuna gelmek
Diyaliz ekipmanları alanındaki sürekli gelişim sonuçta pazar liderliğine giden yolun taşlarını döşedi. Daha 1999 yılında Schweinfurt’daki üretim hattından 100,000 diyaliz makinesi geçmiş bulunmaktaydı. Bundan sadece dört yıl sonra, yılda 100,000’in üzerinde hastayı tedavi etmeye başladık ve yıllık üretimimiz 50 milyon dializörün üzerine çıktı. 2007’de dializör üretimimiz 500 milyon çizgisini ve altı yıl sonra da 1,000,000 çizgisini geçti.
Kompleks yapıya rağmen süreklilik
Bizim tanımlayıcı özelliğimiz sürekliliktir. Şirketin büyümesinde ve makinadaki sürekli gelişimde bunu açıkça görebilirsiniz. Evet çoğunlukla küçük başarılardan söz ediyoruz. Ama her küçük adım hastaların yaşam kalitesini ve süresini arttırmaya ek katkı sağlıyor. Spickermann’ın da vurguladığı gibi “Bence bundan daha iyi bir motivasyon yok”. “Asıl güçlük renal fonksiyonların kompleks yapısını mümkün olabildiğince etkin biçimde yeniden oluşturmaya çalışmak.” Buna uygun olarak diyaliz makinesinin tasarımı da oldukça komplekstir. Yaklaşık 8,000 parçadan oluşur ve bunların bazıları son derece özel materyallerden üretilir ve kendine has özelliklere sahiptir. Örneği biyolojik geçimliliğe sahip olmaları gerekir. Yani bileşenlerin kana herhangi bir yabancı madde geçirmemesi gerekir. Ayrıca yüksek sıcaklığa, asitlere ve bazlara da dayanabilmeleri de gerekir. Bir diğer temel bileşen de kapaklardır. Yılda yaklaşık 5,000 saat boyunca ortalama 10-12 yıllık hizmet ömründe kapakların hiç hata yapmadan ve güvenle çalışabilmeleri gerekir. Spickermann şunu vurguluyor: “Ayrı ayrı bileşenlerin bir saatin çarkları gibi mükemmel uyum içinde çalışması ve böylelikle hastanın dolaşımının yanında sıcaklık ve pH değeri gibi parametrelerin sabit kalması gerekir”. Spickermann’ın açıkladığı gibi, kan kompozisyonunda hızlı değişiklik yapılmamalı ve her türlü pıhtılaşmanın önlenmesi gerekir. Spickermann şunu belirtiyor: “Bu karmaşık sistem konusundaki uzmanlığımız bizi diğerlerinden ayırıyor”.
Katma değerler kurumda kalıyor
Bu kompleks sistemin üstesinden başarıyla gelebilmemiz yaptığımız işin yalnızca bir yönünü oluşturuyor. Hastaların güvenliği ve en üst düzeyde kaliteyi hedeflemek de çok önemlidir. Franiek bu konuda şunu belirtiyor: “Hasta sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atma lüksümüz yok”. Franiek ve ekibi yüksek kaliteli materyal ve süreçlerin tutarlılığını güvence altına almak için çalışıyor. “İşte bu nedenle ürünlerimizin geçimliliğini sürekli arttırıyoruz, üretimdeki çok sayıda kontrol sürecini otomatize ederek hataları mümkün olduğunca etkili biçimde minimize ediyoruz.” Kalitenin önemi dikkate alındığında, dikey entegrasyon şirketimizin her zaman bir özelliği olmuştur. Membrandan tüm makine üretimine, yazılım gelişiminden diyalizle ilişkili tüm servislere ve bağlantılı tedavilere kadar tüm katma değer zincirini gözetiyoruz. Dikey entegrasyonun bir başka yararı daha var: kurum içindeki tüm teknik uzmanlığın konsantre olmasını da sağlıyor. Üstelik, geliştiricilerimiz hastalarla ve uzmanlarla günlük iletişimlerinde değerli bilgilere ve ipuçlarına kavuşuyorlar. Böylelikle hastalarımız için sağladığımız ürün ve hizmetleri sürekli iyileştirebiliyoruz ve süreçleri hastalar için daha basit, güvenli ve etkin hale getiriyoruz.
Hastalar önceliğimizdir
The key impetus for improvements comes from doctors and patients. In the future, we are therefore keen to learn even more from them. With this in mind, we started moving into the hospital and service sectors in the 1990s and have been gradually expanding these activities ever since. Examples include the acquisition of the Renal Care Group, Inc. in 2005, a majority shareholding of 51 percent in the Taiwanese dialysis service provider Jiate Excelsior Ltd. in 2007, and the acquisition of Asia Renal Care Ltd. in 2010, Euromedic in 2011, and Liberty Dialysis Holdings, Inc. in America the following year.
Sınırları zorluyoruz
Hastaların genel durumuna bakmalı ve yaşam kalitelerini iyileştirmek için tüm olanaklara sıkı sıkıya tutunmalıyız.
Tıbbi Departman Yöneticisi olan Profesör Bernard Canaud şunları söylüyor: “Tüm çabalarımıza ve sürekli ilerleme kaydetmemize rağmen bizim bile sınırlarımız var. Diyaliz böbrek hastalarında kesin olan ölümü önlüyor ve son 50 yılda bu alanda büyük ilerlemeler kaydedildi. Ama böbreğin fonksiyonlarını tamamen aynı biçimde yeniden üretebilmek için önümüzde çok yol var. Bizi kısıtlayan şey yöntemin etkinliği değil, diyalizin zaman sınırı”. İnsan böbrekleri hiç durmadan çalışarak her gün günde 1,500 litre kanı temizler. Bu yılda 546,000 litreye ve 20 yılda da yaklaşık 11 milyon litreye karşılık gelir. Bu miktar 35,000 kişinin yaşadığı bir yerleşim bilimindeki atık su ünitesinin 24 saatte temizlediği büyük hacme eşdeğerdir. Böbreklerle karşılaştırıldığında, diyaliz makinası her hafta üç-dört seansta sadece 120 litre kan saflaştırır. Bu bilgileri ve yaşlanan toplumlarda böbrek hastalarının sayısının artacağı gerçeğini gözönünde bulunduran Profesör Canaud diyalize ek olarak diğer tedavi yaklaşımlarının da dikkate alınması gerektiğini belirtiyor: “Hastanın genel durumuna bakmalı ve yaşam kalitesini arttırmak için her türlü olanağa sıkı sıkı sarılmalıyız. Buna böbrek hastalığının erken tanısı ve böbrek hastalığına yol açan faktörlerin önlenmesi de dahil”.
Diyalizin ötesinde düşünmek
Olası en iyi hasta bakımı ve ayrıntılı tıbbi ilişkilerin anlaşılması bu açıdan kilit önem taşır. Bu nedenle gelecekte tıbbi uzmanlığımızı daha da güçlendirerek diyalizle ilişkili tıbbi servislere yaptığımız yatırımı arttırmayı istiyoruz. Bakım Koordinasyonu olarak bilinen bu alanda, en büyük pazarımız olan ABD’deki satışların şimdiden yüzde 11’ine ulaştık ve bu oran giderek artıyor. Yönetim Kurulu Başkanımız Rice Powell bu istatistikleri bu yılın Mayıs ayında gerçekleştirilen Yıllık Genel Toplantıda sundu. Bakım alanındaki büyüme ile önemli stratejik hedefler arasındaki bağı Powell şöyle açıklıyor: “Diyaliz ve Bakım Koordinasyonuyla bağlantılı iş alanlarındaki uzmanlığımız sağlık pazarını aktif olarak şekillendirmemize olanak tanıyor.” Bu bize bütüncül hasta tedavisi üzerinde odaklanma şansı sunarak, daha da büyümemiz için temel oluşturuyor.
Süreklilik en temel düsturumuz – en son yeniliklerimiz
- Kronik böbrek yetmezliği tedavisi için yeni hemodiyaliz platformu
- Yeni dializör – modifiye edilmiş fiber yüzey standart diyaliz tedavileri için daha az heparin gerektiriyor; klinik veriler mevcut
- Gerek hemodiyaliz gerek periton diyalizi açısından evde diyaliz gören hastalar için yeni ürün çözümleri
- Periton diyalizi için yeni ürün platformu